Da Vinci Uykusu Nedir?

Bu makalede: Da Vinci Uykusu ya da diğer bir ifadeyle süper insan uykusunun ne anlama geldiği konularına ulaşacaksınız.Uyku, her zaman için bir öğrencinin en çok şikayet ettiği konular listesinin sabit elemanlarından biri. Aynı zamanda bilimin de en çok ilgilendiği fakat pek bir şey elde edemediği bir konu. Bildiklerimiz ve dolayısıyla bu yazıda geçenler sadece teorilerden ibaret. Seinfeld’in ormanda 30

kaplan hızında yaptığı göndermeler listesinin ufak bir maddesi de olan Polyphasic Sleep, diğer isimleriyle Da Vinci Sleep veya Uberman Sleep,

REM uykusu dışında kalan uyku evrelerini mümkün olduğunca kısaltıp daha verimli uyku elde etme mantığına dayanıyor. Toplam 2-3 saat kadar uykuyla günlük ihtiyacımızı karşılayabildiğimiz bu fikir, yaşam süremizin bir buçuk katı kadar uzaması anlamına geliyor. İddialara göre yöntemi kullananların arasında Tesla, Da Vinci ve Napoleon da bulunuyor. Konuyu araştıran kişilerin iddialarına göre, bu yöntemle uyununca uykusuzluk sırasındaki konsantrasyonun çok daha yüksek olduğu, yapılan analitik yetiler ve hafıza testlerinde böyle uyuyanların normal uyuyanlara göre daha iyi performans gösterdiği söyleniyor.
Uyku, 5 evreden oluşuyor. Bunlar kendi içinde REM ve Non-REM (NREM) olarak ikiye ayrılmış durumda. Bu evreler EEG cihazlarıyla beynin yaydığı dalga frekanslarını ölçerek belirleniyor. Beynimiz uyanıkken alfa frekanslı dalgalar (8 ile 12 hz arası) yayıyor. Birinci evre, uykuya dalma süresi boyunca gözlemleniyor. Beyin teta frekanslı dalgalar (4 ile 8 hz arası) yayarken göz hareketleri yavaşlıyor, kan basıncı düşüyor ve kişi uykuya dalıyor. Bu evre sırasında uyandırılırsak etrafımızda olan bitenden haberdar olmasak da uykuya daldığımızı hatırlamayız. İkinci evrede teta dalgalarından delta dalgalarına (4 hz’den küçük) geçiş oluyorken alfa aktivitesi tamamen duruyor, kişi uyandırılsa uykuda olduğunun farkında oluyor. Üçüncü ve dördüncü evreler uykunun en derin olduğu evreler. Beyinde delta dalgaları aktifken vucüt ısısı düşüyor. REM evresinde ise beyin dalgaları uyanıkken yaydığımız dalgalarla benzerlik gösteriyor, bu evrede vucüdumuz uykuda olsa bile beyin uyannıkken yaptığı aktivitelere devam ediyor. Rüyaları bu evrede görüyoruz.
Günümüzde bilimadamlarının yaygın inanışına göre bu evrelerin en önemlisi REM (Rapid Eye Movement) evresi. Uzun süre uykusuz kaldıktan sonra uyumaya başladığımızda beyin, vücudu korumak amacıyla REM evresine daha çabuk geçiyor. Sabahladığımız gecelerin ardındaki uykumuzda daha çok rüya görüp bunları daha rahat hatırlamamızın sebebi de bu.
Uberman uykusu programına göre gün içinde her 4 saatte bir 25-30 dakika uyumamız gerekiyor. Bu yeni düzene alışmak, haliyle oldukça zor fakat fazla uzun sürmüyor. Testler 2 hafta boyunca düzenli bir şekilde bu programı uygulayan kişilerin 2 haftanın ardından zorlanmadıklarını gösteriyor. Programdan en çok 3. ile 10. günler arasında vazgeçiliyor.
Tüm bunların dışında uyku ve yaşam saatlerini değiştirip monoton hayattan kurtulmaya çalışanlar da var. Bu düşüncedeki fikirlerin arasında en çok destek göreni haftayı 6 güne bölerek bir günü 28 saate çıkartmak. Her sabah alıştığımız saatte kalktığımızda Güneşin farklı pozisyonlarda olduğunu görmek şüphesiz ilgi çekici bir fikir.

Leave a Reply

%d blogcu bunu beğendi: