Hamîdüddîn hazretleri, Kayseri’de insanlara Allahü teâlânin emir ve yasaklarini ögretmeye basladi. Talebeleri, ondan feyz almaga, hasta kalblerine sifâ olan nasîhatleriyle, sohbetleriyle sereflenmege basladilar.
Yildirim Bâyezîd Hân, Nigbolu zaferinden sonra Bursa’da Ulu Câmiyi yaptirmaya basladi. Câminin insâsi sirasinda, çalisan isçilerin ekmek ihtiyâcini Somuncu Baba temin etti. Câminin yapilmasi bittikten sonra, bir Cumâ günü açilis merâsimi yapilacagi ilân edildi. O gün basta Pâdisâh YildirimBâyezîd Hân, dâmâdi büyük âlim ve velî Seyyid Emîr Sultan, Molla Fenârî hazretleri, ulemâdan pekçok kimse ve Bursalilar Ulu Câmiyi doldurdular. Yildirim Bâyezîd Hân, câminin açilis hutbesini okumak üzere Emîr Sultan’a vazîfe verdiginde, Emîr Sultan; “Sultânim! Zamânin büyük âlimi burada iken, bizim hutbe okumamiz uygun degildir. Bu câmi-i serîfin açilis hutbesini okumaya lâyik zât su kimsedir.” diyerek, Somuncu Baba’yi gösterdi.
Bursa’dan ayrilan Somuncu Baba, Aksaray’a geldi. Burada ömrünün sonuna kadarIslâmiyeti yaymak, Allahü teâlânin emir ve yasaklarini bildirmek için ugrasti. Hem zâhirî, hem de bâtinî ilmi ile Aksaraylilarin gönüllerinde erisilmesi güç olan mümtâz bir mevkiye eristi. Artik ona Hâmid-i Aksarâyî denilmeye baslandi. Hâci Bayram’i Velî ile hacca gittiler. Dönüslerinde, Hâci Bayram’i kendisine halîfe, vekîl tâyin etti. Insanlari irsâd etmekle vazifelendirdi.
ATEŞSiZ FIRIN
Somuncu Baba, bir gün firina ekmeklerini sürdü. Pismesini beklerken, yanina Pâdisâh Yildirim Bâyezîd Hân’in dâmâdi Seyyid Emîr Sultan geldi. Elinde bir çömlek vardi. “Selâmün aleyküm baba!” dedi. O da; “Ve aleyküm selâm” diyerek birbirlerine bakistilar. Baska hiçbir kelime konusmadan tanistilar. Emîr Sultan, elindeki yemek çömlegini Somuncu Baba’ya verip, içindekinin pisirilmesini ricâ etti. Somuncu Baba, kabi alip firinin agzindan içeri sürmek istediyse de, çömlegi firina sokamadi. Bir daha denedi, yine olmayinca,Emîr Sultan’a döndü ve; “Anladim ki, bu çömlegi firina sen süreceksin!” dedi. Emîr Sultan; “Peki” diyerek çömlegi aldi ve firinin gözünden içeri rahatlikla sürdü. Fakat firinda hiç ates yoktu. Somuncu Baba firinin agzini kapattiktan sonra; “Birazdan piser bekleyiniz.” buyurdu. Bir müddet bekledikten sonra kapak açildi. Firinda hiç ates olmadigi hâlde yemegin pistigini gören Emîr Sultan, Somuncu Baba’nin büyük velîlerden oldugunu anladi. Orada tasavvuf üzerinde bir mikdâr sohbet ederek dost oldular.